Günlük
yaşantımızı çoğunlukla hareketli, insanlarla iletişim halinde olarak aktif bir
şekilde geçiririz. Gün boyunca da farklı bir insanla tanışma potansiyeline
sahibizdir. Tanımadığımız insanlarla kaynaşmak konusunda da zaman zaman
sıkıntılar yaşamışızdır. Bunun sebebi hem kişilik hem de çekingenlikle
alakalıdır. Kısaca ‘’Çekingen Kişilik Bozukluğu’’ da diyebiliriz. Neredeyse her
üç kişiden biri, insanlarla iletişim sorunu yaşadığını belirtiyor.
İnsanlarla İletişim Kuramıyorum
Benim çevremde çok fazla insan olmadığından tanımadığım bir arkadaş grubuna girdiğimde ortamlarına ayak uyduramıyordum. Önceleri bunu çok fazla kafama taksam da artık üstünde durmuyorum bile. Neden mi? Anlatayım.
Benim çevremde çok fazla insan olmadığından tanımadığım bir arkadaş grubuna girdiğimde ortamlarına ayak uyduramıyordum. Önceleri bunu çok fazla kafama taksam da artık üstünde durmuyorum bile. Neden mi? Anlatayım.
Her insan
çok fazla girişken veya konuşkan olmayabilir. Bazı insanlar bir ortama
girdiklerinde direk havadan sudan konular açıp laf lafı getirir tarzı düşünerek
diyalogunu ilerletirken, biz konuşkan olmayan insanlar kenarda köşede sohbeti
dinlemeyi tercih ederiz. Kimimiz konuşacak bir şey bulamaz ya da konuşulan konu
ona göre değildir, kimimiz de konuşmayı pek sevmez. Ben bazen konuşmanın benim
açımdan iyi yerlere gitmeyeceğini düşünüp ya sohbeti değiştirmeye çalışıyorum
ya da sessizce sadece dinlerim. Sanırım bu biraz sinsilik oluyor ama arkadaşlar
arasında kötü olmaktan iyidir değil mi?
Eğer
arkadaşlarınızla iletişimde olmak istiyorsanız onların sevdiği konuları,
hobilerini öğrenebilir ve bundan yola çıkarak karşınızdaki insanın kafa denginiz
olmadığını düşünseniz bile onu dinlemelisiniz. Bu şekilde çevrenizde ki
insanlara güvende vermiş olursunuz.
Kendimi İfade Etmeye Çalışırken Yanlış
Anlaşılıyorum
Anlatmak istediklerinizi anlatamıyorsanız eğer, konuşmak istediğiniz konu
hakkında çok fazla düşünüp, söyleyeceklerinizi sıraya koymak isterken kendi
kafa karışıklığınıza neden oluyorsunuz. Anlatmak istediklerinizi tam olarak
anlatamamak, düşüncelerinizi sıraya koymakta ve toplamakta güçlük çektiğinizi
gösterir. Kimsenin olmadığı bir zamanda biriyle konuşmak istediğiniz bir konuda
söylemek istedikleriniz üzerinde çalışabilir, kendinizi geliştirebilir ve böylece zihin egzersizi de yapabilirsiniz.
Çevrenizde ki insanlarla sohbet ederken
söylemek istediğiniz şeyleri kafanızda tartmaya çalıştığınızda, farkında
olmadan yanlış anlaşılmalara sebep olursunuz. Eğer asosyalseniz,
dışarı çıkıp arkadaşlarınızla aynı ortamda bulunmadıysanız yeni girdiğiniz bir
ortamda kendinizi yabancı hissetmenize ve kendinizi ifade edememenize neden
olabilir. Çok fazla düşünmeyin ve rahat olmaya çalışın.
Hata yapmaktan korkan insanlar, dudağında biriken cümleleri daima içine atarlar. Bu problemi
bende yaşıyorum. Bazen öyle bir an geliyor ki, karşınızdaki kişiye anlatmak istedikleriniz,
siteminiz hepsi aklınızın bir köşesinde hazırken hiçbirini söyleyemez olay
bittikten sonra birden cümlelerin hepsi kafanıza dank eder. Çoğu zaman da
konuştuğumuz şey hakkında yanlış cümleler kurarız. Karşı tarafın tepkisinin nasıl olacağını ölçemediğiniz için söylemek veya açıklamak istediğiniz şeyler dilimizin ucunda kalıyor. Söylemekten korkmayın. Bunu yapmaya devam ettiğiniz takdirde, zaman içinde insanlara karşı kendi hakkınızda yanlış izlenimlere de yol açarsınız.
Örneğin ben ‘’Sen çok tatlısın’’ diye söylenilen iltifata ‘’Neden?’’ olarak soru karşılığı sunmuştum. Ve bu da saçmalığın ötesinde bir cevaptı. Aslında kısaca ‘’Teşekkür ederim’’ olmalıydı karşılığı. Çoğu zaman ise haksız bir durum karşısında lafı gediğine koymak isterken, elime geçen fırsata ters düşüp topu kendi potama atıyorum. Ne kadar gülünç değil mi? Basit ama çekingen insanlar için çok karışık bir durum. Çekingenlik de bir nevi özgüvenin yansımasıdır. Bunu aşmak için olabildiğince sakin olmak gerekir. Sonuçta iletişimde olduğumuz insanlar yakın arkadaşlarımız, çevremizden oluşuyor.
Örneğin ben ‘’Sen çok tatlısın’’ diye söylenilen iltifata ‘’Neden?’’ olarak soru karşılığı sunmuştum. Ve bu da saçmalığın ötesinde bir cevaptı. Aslında kısaca ‘’Teşekkür ederim’’ olmalıydı karşılığı. Çoğu zaman ise haksız bir durum karşısında lafı gediğine koymak isterken, elime geçen fırsata ters düşüp topu kendi potama atıyorum. Ne kadar gülünç değil mi? Basit ama çekingen insanlar için çok karışık bir durum. Çekingenlik de bir nevi özgüvenin yansımasıdır. Bunu aşmak için olabildiğince sakin olmak gerekir. Sonuçta iletişimde olduğumuz insanlar yakın arkadaşlarımız, çevremizden oluşuyor.
Telefonda Çok Hızlı Konuşuyorum ve
Heyecan Yapıyorum
Benim en
büyük problemim bu başlık altında toplanıyor. Biriyle telefonda konuşurken kuzenim
olsun, en yakın arkadaşım olsun aşırı heyecan yapıp, hızlı konuşuyorum ve aynı
zamanda ses tonumu ayarlamakta da güçlük çekiyorum. Bu durumda benim kendime
olan güvenimi zedelemeye yetiyor. Yanlış anlaşılmaların da bir parçası haline
geliyor. Bir takım başarıların yollarında birisi de insanın kendisini ifade
edebilmesinden geçer. Ama en büyük problemlerimden birisi de iletişim
araçlarıyla sesli olarak konuşurken söyleyecek bir şey bulamamamdan
kaynaklanıyor.
Basitçe; ‘’Nasılsın?’’
‘’Ne Yapıyorsun?’’ ‘’Şu veya bu nasıl?’’ şeklinde başlayan konuşmalarım bozuk
plak gibi tekrar başa sarıyor. Çoğunlukla dikkat dağınıklığı buna sebep oluyor.
Bununla başa çıkmak için ise birisiyle telefonla iletişim halindeyken başka bir
uğraş ile ilgilenmiyorum ve benim üzerimde işe yarıyor. Eğer dikkati çabuk
dağılan biriyseniz iletişim gibi çeşitli problemlerle karşılaşmanız olasıdır. Daha önemlisi ergenlik dönemindeyseniz bu gibi problemler insanın başına her zaman gelir. Önce dinleyin, sonra konuşun. Konuşurken olabildiğine sakin olun ve derin nefes alın.
Bütün bu sorunların üstesinden gelebilmek için kendimize inanmamız gerekir. Problemi aşmak için bol bol pratik yapmalı, boş zamanlarımızda ses tonlamasına çalışmalısınız. Fırsat bulabilirseniz etkin konuşma seminerlerine katılmanız size çok yararlı olur.
Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Herkese hayırlı cumalar, iyi hafta sonları diliyorum.
Bütün bu sorunların üstesinden gelebilmek için kendimize inanmamız gerekir. Problemi aşmak için bol bol pratik yapmalı, boş zamanlarımızda ses tonlamasına çalışmalısınız. Fırsat bulabilirseniz etkin konuşma seminerlerine katılmanız size çok yararlı olur.
Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Herkese hayırlı cumalar, iyi hafta sonları diliyorum.
Eskiden ben de bu sorunları yaşardım. Artık daha rahat iletişim kuruyorum ama son yıllarda bilinçli olarak çevremi daralttım. etrafımda negatif enerji saçan kim varsa hayatımdan uzaklaştırdım çok rahatım.
YanıtlaSilKatılıyorum size. Çevre bu soruna en büyük etken, bende sizin gibi çevremi daralttım ve rahatım.
SilRahat olmak,illa bişeyler söylemeliyim diye dusunmemek, acele etmemek en iyisi..
YanıtlaSilBen çok aceleci davranırdım bu da yanlış anlaşılmalara sorun olabiliyordu. Haklısınız.
SilBazen, anlaşılamamak benimde en çok yaşadığım sorunlardan bir tanesi.
YanıtlaSilİnsanın kendini ifade edememesi çok ciddi sıkıntı olabiliyor. Zaman zaman hala yaşadığım bir durum.
SilAy o telefon da heyecan yapıp hızımı alamama :( bazen niye öyle oluyor ki ya :))
YanıtlaSilAceleci davranmamızdan kaynaklanıyor. Karşı tarafın konuşmasını da tam olarak dinlememiz de çoğunlukla sorun oluyor. :)
SilEvet iyi konuşmacı olmak için önce iyi bir dinleyic olmak lazım. Sakin sakin ; ) heyecan herşeyi mahvediyor. O tarz seminerler kurslar çok faydalı olur
YanıtlaSilKatılıyorum Demir abla. Ben bazen hala dinlemeden konuşmak gibi bir aceleye kapılıyorum mesela. :)
SilEskiden bende kendimi ifade ederken karşıdaki insan acaba yanlış anlaşılırmıyım diye korkardım. Fakat bu korkumu yendim, çünkü karşıdaki kişiye ne kadar anlatırsanız anlatın yine kendi istediği gibi anlıyor. Sana tavsiyem rahat olmaya çalış şöyle düşün; Kimse kimseden üstün değildir.
YanıtlaSilHaklısın Gökhan abi. :) Son bir kaç yıldır bende aynen bu şekilde düşünüyorum. İnsanlar kesinlikle anlamak istediğini anlıyor. Bu yüzden artık rahat olmaya çalışıyorum. :)
Sil