Yaşamımız
boyunca yaptığımız çoğu şey cesaret gerektirir. Öğretmen soru sorduğunda parmak
kaldırmak, okulun koro seçmelerine katılmak, siyah ruj kullanmak, itirafta
bulunmak vs. bunların hepsi aslında cesaretin birer örneğidir.
Yapmak
istediğimiz ama yapamadığımız o kadar çok şey vardır ki bu hayatta,
cesaretimizin olmamasından yakınırız. Keşke deriz keşke biraz cesaretli
olsaydım. Cesareti olmayan insanların çekingenlik, özgüven kaynaklı sorunları
da aslında bu başlık altında toplanır.
Kimi insan
cesareti akılın ölçtüğünü savunur ama kimi ise cesaretin anlık olduğunu. Cahil
cesareti dediğimiz; herhangi birinin bir şeyi hesap etmeden, kendi gücünün
sınırlarını bilmeden duyguların etkisiyle gösterdiği anlık tepkiler kimi zaman
başa bela açabilir. Buna kabadayılık da dahil edilebilir. Aslında cesaret
kişinin kendisiyle ilgili bildiğin her şeyin imtihanıdır. Bir şeyleri denemekten
korktuğumuz sürece bilinmeyeni göremeyiz. Hayatımız boyunca
riske ettiğimiz, çaba harcadığımız şeylere doyamadan vazgeçmek zorunda kalırız.
Aşk da, yaşamak da, bilgiyi kovalamak da cesaret ister aslında.
Aşk da, yaşamak da, bilgiyi kovalamak da cesaret ister aslında.