KİTAP YORUMU: AZİZ NESİN|GÖZÜNE GÖZLÜK

Yazar: Aziz Nesin

Kitap Adı: Gözüne Gözlük

Yayımlayan: Hasnübiyat Matbaası

Sayfa Sayısı: 24

Baskı: 2. Baskı

Yılı: 1971

   Gözüne Gözlük, Aziz Nesin’in derleme hikayelerinden sadece biri. Henüz okumuş olduğum bu kitap 1960 yılında 7000 adet basılmış. Benim elimde bulunan nacizane kitap ise 1971 yılı ikinci basımı.

Kitap içeriğine gelecek olursak, Aziz Nesin hikayelerinin derlenmiş hali. Yayınevi yazarın hikayelerini farklı kitaplar ve başlıklar altında birleştirip bir yayın dizisi oluşturmuş. Bulabilirsem hepsinin almak istiyorum. Aziz Nesin eserlerini okuyan kitap kurtları, yazarın mizahi dilini bilirler. Gözüne Gözlük’te başlıklar halinde birbirinden farklı beş kısa hikaye mevcut.

Mu Ni?

Mu Ni başlığını ilk gördüğümde çok ilginç geldi. Okumaya başladığımda ise kahkahalarımın ardı arkası kesilmedi. Bu hikaye Pedagog olan Fikri Bey’in, katıldığı davette çocuklara karşı nasıl yaklaşılması ve sabır gösterilmesini gerektirdiği göstermeye çalışmasını anlatıyor. Ama ne anlatım! En çok güldüğüm hikaye oldu. Evde ne oluyor kızım diye sordular. Evdeki herkese de okuttum! ^^

Gözüne Gözlük

Bu hikaye de hem komik hem de gerçek. Hep bir özendik gözük takmaya. Ben şimdi gözlük kullanıyorum ve şu an ki düşüncem aynen şöyle; ''Bok vardı da gözlük istedin!'' Hepimiz biliriz doktor kapılarında yanlış teşhisler sonucu başımıza gelenleri. Başka bir doktora gittiğimizde de her bir doktor ötekini suçlar. Gözüne Gözlük tam da böyle trajikomik bir hikaye.

Casus

Eskiden ‘’Casus’’ olarak görülen kişileri yakalayan kişilere ödül olarak para verirlermiş. Bu hikaye de dört kafadarın kendi kendilerine macera yaratması var.

Genel Müdürü Temsilen

Çalışan herkes bilir kendinden bir üst seviye kıdemli olanlar tarafından sineye çekmek zorunda kaldıkları sitemlerini, yersiz bağırmalarını. O yıllarda yaşayanların çektikleri para sıkıntılarını. Bu hikaye içimizden birilerine ait.

Sen Nereden Bileceksin

Bir konu hakkında bilgisi olmayan insanlar için ‘’sen onu bilmezsin, sen bunu bilmezsin’’ şeklinde laflar dokunduran çok bilmiş kişiliklerle çoğunlukla karşılaşırız. Yürüyen ego derler ya o hesap. Bu hikaye de bir aşağılama var ama sonunda da iyi bir kapak var.

İncelemem

Hikayeler çok kısa olduğu için fazlasını söylesem anlamı kalmaz. Her hikayesinin, hem mizahi sizi güldüren bir yanı olduğu kadar, gerçekçi ve acı yanlarına da şahit oluyorsunuz. Ama yazarın mizahi dilinden dolayı, ağlanacak hale gülüyorsunuz. O yüzden okumak isterseniz bu hikayelerin ayrı ayrı kitapları yeni basımlarıyla mevcut. Üstelik bende ki daha az hikaye içeriyor sanırım çünkü şimdiki basımında 149 sayfa olduğu yazıyor. Yeni kitap basımlarında farklı başlıkta toplanan kitaplarında daha çok hikaye yerleştirilmiş diye tahmin ediyorum. Bilinen Aziz Nesin'in kısa öykülerinin çok olduğu. Mizah yazarı olarak biliniyor ayrıca. Benim eski basımlara daha bir ilgim olduğu için biraz zaman aşımına uğramış olsa da böyle okumayı tercih ettim. Hikayeleri okurken hem güldüm hem de düşündüm. Çünkü değerli yazarın her bir hikayesinde bir doğruluk, yaşanmışlık var. En sevdiğim yönü de bunu mizahi bir dille sergilemesi ki zaten yazarın en bilinen yönü de hikayelerini mizahi bir dille anlatmasıdır. Fırsat bulup okursanız çok eğleneceğinize eminim. Kitap köşenizin değerlilerinden olmaya aday bir kitap.

Kitap Kapağı:

Ben kitap kapağını başlığındaki hikayesine yakıştırdım. O yüzden puanım 5/5 

Kitaptan alıntı:

''Bundan yedi sekiz ay kadar önce eve gelen bir arkadaşım,

– Neden gözlük kullanmıyorsun? diye sordu.

– Neden kullanayım?

– İnsan bu yaşa geldi mi gözlüksüz olmaz. Şimdi gözlük kullanmazsan ilerde büsbütün gözlerin bozulur, hiç görmezsin.

Arkadaş gitti, benim gözlerimde de bir bulanıklık başladı. Ne uzağı, ne yakını görebiliyorum. Ayrıca bir de gizli özentimi söyleyeyim. Hayatta gizli gizli iki şey istemişimdir. Biri, saçlarımın dökülüp alnımın açılmasını, biri de gözlük takmayı. Bu ikisi insanı aydın kişi gösterir. Kasap çırağını al, saçı dökülüp alnı açılsın, bir de gözlük taksın, üniversiteye doçent yap gitsin.''