BÖLÜM 1 - MONOTON GÜNLER ZOR HAYAT

3 Mart 2016 Perşembe

 Selam, ben Kısa. Hiç öyle ‘Kısa ne be’ demeyin, öyle. Burada sizinle öfkelerim, ağlaşmalarım, gülüşmelerim ne bulursam, benim için zor olduğunu düşündüğüm ne varsa içimi dökmeyi istiyorum. ‘’Ee bundan bize ne?’’ derseniz de tabi bu sizin kararınız, saygı duyarım.

  İşte günlerden yine sıradan bir sabah, en sevdiğim müziği tutup da telefonumun alarm sesi olarak ayarlamışım falan da filan. Hay benim kafama. Her gün işe giderken en az iki kere dinlediğim müzikten iki dakikada soğumama sebep olacak hamleyi neden yaptığımı bilmiyorum. Resmen kendime darbe vurmuşum da anlamamışım. Hay Allah! Sıcacık yatağımdan çıkıp da bir hışımla kalkıp üstümü giyeceğim de, iki saat hazırlanıp iki lokma bir şey yiyemeden, yeniden monoton işime geri döneceğim. Pehh!
Zaten önceki günden patronla tartıştığımızdan geç kalmamam gerektiğini bile bile zoru oynamıyor muyum vallahi akıllanmam ben. İnat benimkisi illa oyalanacak, saati geciktirecek bir şeyler bulacağım. Haklılığımı gözüne güzüne sokana kadar uslanmayacağım elbette. Ama insanız işte haklılığımızı kanıtlayana kadar uğraşırız. Şu hayatta hiçbir şeye ağlamadım, haksızlığa uğradığım zamanlar dışında. Tuhaf biri oldum her zaman. Düşene gülüyorsam, kendim düşünce de kahkahalar atıyorum. Birinin canı yansa umurumun on beşi olmaz, kendimi takmadığım gibi. Ama iş haksızlığa gelince çocukluğumda izlediğim Mamoru! Mamoru! diye kendini yiyip bitiren Usagi karakterinin sulu gözlü halinden bir farkım kalmıyor.

  
   Sebep ne derseniz, tabi ki aynı iş bölümünde çalıştığım çalışma arkadaşım. Aslında o kadar fazla da yakın değiliz ama insan ister istemez üç odalı büronun içinde yüz yüze geliyor. Ben sabahtan akşama kadar fatura işliyorum, onu bunu yapıyorum, oradan oraya koşuşturuyorum, bu kız çiftlikteki inek gibi akşama kadar oturuyor. Elinde telefon ‘’Alo aşkım’’ bilmem ne deryalarında yüzüyor. Hadi canım! Bizim patron olacak abi de bunun en ufak bir hatasında gelip beni fırçalamasın mı? Şimdi çıldırma! Esas yapılmak istenen ‘kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’ hesabı. Ama yemezler! Sen git arkadaşının kardeşini getir büroya çalışan diye, akşama kadar otursun, elini bir işe atmasın, yaptığını da yanlış yapsın zamanı da gelince azarı ben yiyeyim. Oldu o zaman! Ve oluyor da…

  
   Şimdi ben bu ismi lazım değil çirkef kızla bir de aynı maaşı alıyorum. Yaptığım işlere değmeyecek bir meblağ olsa da bu aldığımla idare etmeye çalışmam da cabası. Konumuz para da değil aslında, ben neden hak ettiğimden daha az değer görmek zorunda kalıyorum? Neden her zaman ezilen ben olmak zorundayım!? Sadece bunu bilmek için bile sabredebilirim. Ama bu böyle ne kadar sürer hiç bilmiyorum. Ciddiyim içimde bir öfke, bir kararlılık oluşuyor ki sormayın. Sonra diyorum ne yapıyorsun sen kısa? Kendine gel daha çok yolun var, az biraz sabret. Ama keşke o kadar kolay olsa. İnsan ne kadarına katlanabilir ki böylesi bir haksızlığın ben kendime hakim olayım? Ama ne yapayım işte canıma tak etse de başımı öne eğip razı oluyorum. Boyum kısa diye mi güzel günlerim de kısa oluyor benim? Hayır! Ben bu kadar kendini derine iten, kendini küçük gören biri değilim ki… Zaten bunları buraya yazıyor olmamın sebebi de, konuştuğum zaman duvardan farkı kalmayan insanlar yerine en azından kelimelere haykırmak olmalı! Belki o kelimeleri de dikkate alacak güzel insanlar çıkar karşıma kim bilir.
  
  Sevgili günlüğüm, bugünlük isyanım bu kadar. Birileri seni görür mü dersin?       


10 yorum:

  1. Hımm uzunluk veya kısalık ta değil sır, sır özgüvende bence. Haksızlıklara karşı mücadele edebilirsin o zaman huzurlu hissedersin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanın mücadeleci ruhum benden baskın. Bu konuda elimden geleni yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim. Teşekkür ederim zaman ayırıp okuduğunuz ve düşüncenizi paylaştığınız için. :)

      Sil
  2. Birileri günlüğünü çoktan gördü�� Özgüveni yüksek bir yazı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bari yazılarımda özgüvenim olsun. Teşekkür ederim. :))

      Sil
  3. Cok eziyorsun kendini ilknurcum:) çirkef kıza gelince aman takma ya:) daha çok alacak yolun var daha yolun başındasın:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O çirkef kızı çoktan postaladım. :)
      Evet daha çok yolum var. İster istemez kendimle çelişiyorum. :)

      Sil
  4. maalesef çalışma hayatında çok sık karşılaştığımız bir durum bu :S sabırlı olmayı öğrenmemiz ve sadece kendi işimize odaklanmamız gerek yoksa böyleleriyle pek baş edemeyiz :S neyse blog keşif etkinliğinde geldim yeniden görüşmek üzere sevgiler :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki öyle... Hoşgeldin canım, sevgiler benden de. :))

      Sil
  5. Ne yazık ki bu tarz insanlar her yerlerdeler. Sen kendi doğrundan şaşmadan, bildiğini yap. Uzun vadede kazanan sen olacakksın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılıyorum kesinlikle çok teşekkür ederim. :))

      Sil

 
DESİNG BY VALAR MORGHULİS